49/105 HUCURÂT SÛRESİ
(Hucurat; hucre’nin (odanın, hanenin) çoğuludur. Sûre, “evin odaları, haneleri” manasına gelen adını 4ncü âyetindeki “hucurât” kelimesinden almaktadır. Mushaf’da 49ncu ve inişte ise 105nci sıradadır. Medine döneminde inmiş olup, 18 âyetten müteşekkildir.)
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla.
1.Ey iman edenler! Allah ve Rasulünün (verdiği hükmün) önüne kendi görüşünüzü geçirmeyin ve Allah’a karşı sorumlu davranın. Çünkü Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir. (4.59,80*24.62,63)
2.Ey iman edenler! Nebi’yle konuşurken, onun sesinden daha yüksek bir sesle konuşmayın. Birbirinizle konuşurken olduğu gibi onunla bağıra-çağıra konuşmaktan sakının. Aksi halde, yaptığınız ameller siz farkında olmadan boşa gider. (24.63)
3.Rasulullahın huzurunda seslerini kısanlar, Allah’ın kalplerini takva yönünden imtihanından geçirdiği başarılı kimselerdir. Onlar için büyük bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
4.Sen odandayken, dışarıdan (uzaktan) sana seslenenlerin çoğu düşünemeyen (düşüncesiz) kimselerdir.
5.Sen yanlarına varıncaya kadar sabretmiş olsalardı, bu elbette onlar için daha hayırlı olurdu. Yine de; Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
6.Ey iman edenler! Fâsık birisi size önemli bir haber getirecek olursa doğruluğunu iyice araştırın. Aksi halde bilmeden bir toplumun başına (kötü) bir iş açarsınız, sonra da bu yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız.
7.Unutmayın ki aranızda Allah Rasulü var. Eğer birçok konuda o size uymuş olsaydı, işiniz sarpa sarardı. Lakin Allah size imanı sevdirdi ve onu gönlünüze yerleştirdi. İnkârcılığı, fâsıkca davranmayı (yoldan çıkmayı) ve (iyi olana) karşı çıkmayı da size çirkin gösterdi. İşte bunlar doğruya yönelenlerdir. (2.151*3.101,103*5.49*8.63)
8.Bunlar Allah’ın lütfuna ve nimetine ermişlerdir. Allah her şeyi bilir ve her hükmünde tam isabet kaydeder.
9.Eğer müminlerden iki grup birbiriyle kavgaya tutuşacak olursa, aralarını düzeltin. Saldırgan taraf Allah’ın emrine dönünceye kadar, siz de ona karşı savaşın. Saldırganlıktan vazgeçtiği takdirde, aralarındaki ihtilafı adaletle çözüme bağlayın ve herkese hakkını verin. Allah adil davrananları sever. (4.128,135*42.40)
10.Müminler sadece kardeştirler, o halde kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’tan sakının ki O’nun rahmetine mazhar olasınız. (3.103)
11.Ey iman edenler! Hiç kimse diğerlerini hor görerek alaya almasın, belki hor görülenler diğerlerinden daha iyi olabilirler. Kadınlar da diğer kadınları böyle görmesinler, belki onlar daha iyi olabilirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinize kötü lakap takmayın. İman etmiş birisini fâsık olarak anmak çok kötüdür. Günahlarına tevbe etmeyenler kendilerine zulüm edenlerdir. (9.79*104.1)
12.Ey iman edenler! Zandan kaçının, çünkü zannın bir kısmı ağır bir vebaldir. Birbirinizin gizli-saklı hallerini araştırmayın, birbirinize gıybet etmeyin. Kim ölü kardeşinin etini yemek ister ki? Bundan tiksinirsiniz! Allah’a karşı sorumlu davranın, Allah tevbeleri kabul eder ve kullarına karşı merhametlidir. (10.36*53.28)
13.Ey insanlar! Biz, sizi bir erkekle bir kadından yarattık, tanışmanız için sizi kavim ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstün olanınız O’na karşı sorumluluk bilinci en güçlü olanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır. (4.1*3.76*9.4,7*22.37)
14.Bedeviler “iman ettik” dediler. De ki: “ Siz gerçek manada iman etmiş değilsiniz, ama teslim (müslüman) olduk diyebilirsiniz”, çünkü iman henüz kalplerinize yerleşmedi. Ama eğer Allah’a ve Rasulüne uyarsanız Allah sizin amellerinizi eksiltmez, çünkü Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
15.Gerçek müminler; Allah’a ve Rasulüne iman eden, imanlarında şüpheye yer vermeyen ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. Sadık olanlar işte bunlardır. (8.2,72*9.20,44,88)
16.De ki: “Allah göklerde yerde olan her şeyi bildiği halde, nasıl bir imana sahip olduğunuzu Allah’a siz mi öğreteceksiniz?” (10.18*13.33*3.29*5.97*64.4)
17.O bedeviler müslüman oldular diye seni minnet altına almaya kalkıyorlar. De ki: Sizin müslüman olmanız beni size borçlu kılmaz ama, size iman yolunu gösterdiği için Allah size lütufda bulunmuştur.”
18.Allah göklerin ve yerin sırlarını bilir, Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir. (35.38)
(Mayıs 2020-Harun Sorkun)